RAHMAN VE RAHIM OLAN ALLAH´IN ADIYLA
Biz gökten belli bir miktarda su indirdik ve onu yeryüzünde yerleştirdik; şüphesiz Biz onu (kurutup) giderme gücüne de sahibiz.
Böylelikle, bununla size hurmalıklardan, üzümlüklerden
bahçeler-bağlar geliştirdik, içlerinde çok sayıda yemişler vardır;
sizler onlardan yemektesiniz.
Ve (daha çok) Tur-i Sina’da
çıkan bir ağaç (türü de yarattık); o yağlı ve yiyenlere bir katık
olarak bitmekte (ürün vermekte)dir. (Mü’minun Suresi, 18-20)
Bahçenizde bulunan meyve ağaçları, evinizin penceresinden görünen çam
ormanı ya da arabayla giderken yol kenarında gördüğünüz çınarlar
hakkında hiç detaylı olarak düşünmüş müydünüz? Bu bitkilerin nasıl
ortaya çıktığını, hangi aşamalardan geçerek bir ağaç haline geldiklerini
biliyor musunuz?Yoksa bitkilerin varlığı sizin için sadece estetik bir
anlam mı ifade ediyor? Veya “olsalar da olur olmasalar da” diye mi
düşünüyorsunuz? Eğer böyle düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Çünkü estetik
zevkinize hitap etmelerinin yanısıra, nefes almanızı sağlayan
atmosferdeki dengeleri, oksijen miktarının yeterliliğini, fazla
karbondioksitten zehirlenmemenizi, atmosferdeki nemin rahatsız edici
ölçülerde olmamasını, yaşadığınız yerdeki havanın çok soğuk ya da çok
sıcak olmamasını yani şu anda pek çok yönden rahat bir yaşam sürmenizi
büyük ölçüde bitkilerin varlığına borçlusunuz. Üstelik bitkilerin size
olan faydası sadece bunlarla da sınırlı değil. Bütün canlılar gibi siz
de yaşamak için ihtiyacınız olan vitaminlerin ve minerallerin çok büyük
bir bölümünü bitkilerden karşılıyorsunuz.
Bitkilerin canlı yaşamında etkili olan genel özellikleri, nasıl
fotosentez yaparak besin ürettikleri, topraktan aldıkları maddeleri
nasıl dev gibi ağaçların en uç dallarına kadar dağıttıkları gibi
mucizevi detaylar www.bitkilerevrimicurutuyor.com adlı sitede detaylı olarak ele alınmıştı. Bu sitede ise bitkilerin başka bir yönünden, tohumlardan bahsedilecektir.
Tohum konusunun bu sitede daha detaylı olarak incelenmesindeki amaç ise,
insanlarda genel olarak var olan alışkanlık perdesini kaldırmaktır. Her
insan tohumu tanır, neye benzediğini bilir, bitkilerin tohumlardan
oluştuğundan haberdardır. Ancak nasıl olup da tahta parçasını andıran
bir cisimden birbirine benzeyen ya da benzemeyen çeşit çeşit bitkinin
çıktığını, bütün bu bitkilere ait bilgilerin tohumlara nasıl
yerleştirildiğini, bu bilgilerin nasıl ayrı ayrı şifrelendirildiğini
belki de hiç düşünmemiştir.
Nasıl olup da tahta görünümlü bir cisimden tam ayarında şekeriyle, özel
kokusuyla, lezzetiyle meyveler çıkmaktadır? Ağacı üreten, meyveleri
ağaca yerleştiren tohumun kendisi midir? Meyvelerin veya çiçeklerin
şeklini, rengini belirleyen tohum mudur? Peki ya ağaç ile ilgili
bilgileri eksiksiz olarak içindeki embriyoya yerleştiren tohumun kendisi
midir?
Bu gibi sorular insanın aklına hiç gelmemiş olabilir. Ancak insan bu
sorular üzerinde biraz düşününce, “Bir tohum ağaç üretmeyi nasıl bilir?”
sorusunun cevabını da merak etmeye başlayacaktır. Tahta parçası
görünümündeki bir cisim nasıl olur da ürettiği ağacın nasıl bir şekle ve
yapıya sahip olması gerektiğini belirleyebilir? İşte özellikle bu son
soru oldukça önemlidir. Çünkü tohumdan herhangi bir odun kütlesi çıkmaz.
Örnek olarak binlerce farklı bitki türü içinden herhangi bir elma
ağacını düşünelim. Elma ağacı, bilindiği gibi toprağa atılan bir
tohumdan ortaya çıkar. Tohum, küçük bir cisimdir; ama nasıl olur
bilinmez, o tohumun içinden belli bir süre sonra 4-5 metre uzunluğunda
ve yüzlerce kilo ağırlığında dev bir ağaç oluşur. Ağaçtaki elmalar,
cilalanmış gibi duran pürüzsüz kabukları, kendine özgü aroması,
içlerindeki şekerli su ile kusursuzdurlar. Tohumun, kendisine oranla bu
dev boyuttaki ağacı yaparken kullanabileceği tek malzeme ise ilk aşamada
kendi içindeki yedek besin, sonrasında ise sadece toprak ve güneş
ışığıdır.
Elma örneğinde de görüldüğü gibi tohumlar, içinde taşıma sistemi
bulunan, topraktaki maddeleri özümsemek için gereken köklere sahip ve
son derece iyi tasarlanmış canlı bir varlık üretmektedir. İnsan bile,
akıl sahibi bir varlık olarak, iyi bir ağaç resmi çizmesi gerektiğinde
dahi zorlanır; bir ağacın köklerindeki ve dallarındaki ayrıntıları
çizmek ise çok daha zor bir iştir. Ama tohum, bu son derece kompleks
canlıyı bütün sistemleriyle birlikte, canlı olarak üretmektedir.
Konuyu anlatabilmek için tohum “üretmektedir” diyoruz; ancak şunu
hatırlatalım: Tohum, müstakil bir akla, şuura ve iradeye sahip bir
varlık değildir. Bu durumda ağaçları ve bitkileri tüm çarpıcı
sistemleriyle birlikte ortaya çıkaranın yani üretenin tohumun kendisi
olduğunu iddia etmek mümkün değildir. Eğer böyle bir iddiada bulunan
olursa, bu durumda tohumun son derece -hatta insandan bile- akıllı ve
bilgili bir varlık olduğu sonucuna varması gerekir. Elbette bu,
gerçekdışı bir iddia olur.
Bu konunun açıklaması ise – sitede de tüm delilleriyle göreceğimiz gibi- şudur: Tohumun içinde son derece üstün bir akıl ve kapsamlı bir bilgi gizlidir. Ancak bu akıl ve bilgi, elbette tohumun kendisine ait değildir. Tohumu meydana getiren maddelerin moleküllerinin, bu moleküllerin atomlarının akıl ve bilgi sahibi olduğu iddia edilemeyeceğine göre bu bilgi tohumun içine bir şekilde yerleştirilmiştir. Peki bu bilgiyi yerleştiren kimdir?
Bu konunun açıklaması ise – sitede de tüm delilleriyle göreceğimiz gibi- şudur: Tohumun içinde son derece üstün bir akıl ve kapsamlı bir bilgi gizlidir. Ancak bu akıl ve bilgi, elbette tohumun kendisine ait değildir. Tohumu meydana getiren maddelerin moleküllerinin, bu moleküllerin atomlarının akıl ve bilgi sahibi olduğu iddia edilemeyeceğine göre bu bilgi tohumun içine bir şekilde yerleştirilmiştir. Peki bu bilgiyi yerleştiren kimdir?
İşte insan bu şekilde birkaç aşamalı düşündüğünde çok önemli gerçeklere
ulaşır. Tohum, kendi başına hiçbir şey yapması mümkün olmayan kuru,
cansız bir cisimdir. Tohumlara bu bilgi çok üstün bir güç sahibi
tarafından yerleştirilmiştir. Benzeri olmayan bu gücün sahibi Allah’tır.
Tohumlar Allah tarafından ağaç yapabilecek bilgi ve sisteme sahip
olarak yaratılmıştır. Toprağa atılan her tohum, Allah’ın ilmi ile
kuşatılmıştır; O’nun ilmi ile büyüyüp gelişir ve bitki haline gelir:
Gaybın anahtarları O’nun Katındadır,
O’ndan başka hiç kimse gaybı bilmez. Karada ve denizde olanların tümünü O
bilir, O, bilmeksizin bir yaprak dahi düşmez; yerin karanlıklarındaki
bir tane, yaş ve kuru dışta olmamak üzere hepsi (ve herşey) apaçık bir
kitaptadır. (En’am Suresi, 59)
AKILLI TASARIM yani YARATILIŞ
Sitede zaman zaman karşınıza Allah’ın yaratmasındaki mükemmelliği vurgulamak için kullandığımız “tasarım” kelimesi çıkacak. Bu kelimenin hangi maksatla kullanıldığının doğru anlaşılması çok önemli. Allah’ın tüm evrende kusursuz bir tasarım yaratmış olması, Rabbimiz’in önce plan yaptığı daha sonra yarattığı anlamına gelmez. Bilinmelidir ki, yerlerin ve göklerin Rabbi olan Allah’ın yaratmak için herhangi bir ‘tasarım’ yapmaya ihtiyacı yoktur. Allah’ın tasarlaması ve yaratması aynı anda olur. Allah bu tür eksikliklerden münezzehtir. Allah’ın, bir şeyin ya da bir işin olmasını dilediğinde, onun olması için yalnızca “Ol” demesi yeterlidir. Kuran’da Allah şöyle buyurmaktadır:
Gökleri ve yeri (bir örnek
edinmeksizin) yaratandır. O, bir işin olmasına karar verirse, ona
yalnızca “Ol” der, o da hemen oluverir. (Bakara Suresi, 117)